Güncel Haberler

Hakan Fidan son görüşmesini anlattı: Haniye ile ne konuştular? – Türkiye’den son dakika haberleri

Dışişleri Bakanı Fidan, Ülke TV ve Kanal7’nin ortak yayınına katıldı. Güncel gelişmeleri değerlendiren Fidan, suikasta kurban giden Hamas lideri İsmail Haniye ile İran’ın yeni cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan’ın yemin törenine katılacağı Tahran’da yaptığı son görüşmeyi şöyle anlattı:

“Orada saat 16.00-16.30 sıralarında TSI, yemin töreninde tanıştık. Uzun yıllardır arkadaşız, nasılsın, ne yapıyorsun vs. gibi selamlaştık. Arkadaşımız Pakistan Dışişleri Bakanı da yanındaydı, onu tanımıyordu, ben tanıştırdım. Daha sonra “sonra görüşürüz” dedi ve gitti. Daha sonra yemin töreninin ardından bazı konuklarla, ardından da bazı İranlı yetkililerle görüşmelerim oldu. Son toplantımdan ayrılırken saat gece 23.00 civarındaydı.

Toplantımdan çıktım, sonra aynı yerden toplantıya girdim. Türkiye’ye vardım, eve geldiğimde saat 3’tü. Daha sonra saat 17.15’te arkadaşlarımdan bir telefon aldım. “Bu haberi verdiler.”

“FİLİSTİN DAVASI İÇİN ÇOK ÖNEMLİ BİR İNSANDI”

Haniye’nin ölüm haberini aldığında ne hissettiği sorulduğunda Fidan, onun örnek aldığı ve hayranlık duyduğu biri olduğunu söyledi. Uzun yıllardır süren dostlukları olduğunu belirten Fidan, “Filistin davası açısından çok önemli bir insandı.” Bakan Fidan şöyle devam etti:

“Bir yandan kendini bir davaya adamış, bir sonuç için çabalamış, şehadet mertebesini en yüksek mertebe olarak gören bir insanın sonunda en büyük amacına ulaştığını görmek açıkçası mutluluk verici. Ama bir yandan da geride kalanlarımız için büyük bir üzüntü kaynağı.”

“HİÇBİR DÜNYA ÇAPINDAKİ ÇIKARLARIN PEŞİNDE OLMAYAN BİR İNSANDI”

Fidan, yakın geçmişe değindikten sonra Haniye için şunları söyledi: “Tanıdığım İsmail Haniye, davayı çok iyi bilen, ona duyulan güvenin son derece farkında olan bir insandı. “Hiçbir şeye değişmeyen, hiçbir şekilde dünya menfaati peşinde koşmayan, mütevazi bir insandı” dedi.

“KENDİLERİNİ ÇOK ZORLANAN BAZI NOKTALARDA BARIŞ İÇİN EVET DEDİLER”

Fidan, suikastın olası etkilerine ilişkin şu değerlendirmeyi yaptı:

“Olayın başladığı andan itibaren sonunun nereye varacağını sakince izledik ve uyarılarımızı ona göre yaptık. Bu sorun burada kalmayacak, yaygınlaşacak, bunun önüne geçmek lazım dedik. İsrail’i destekleyen ülkelerde belli bir çaresizlik var. Sonsuz destek veren bu devletler, uzun yıllardır maruz kaldıkları şartlanma nedeniyle bir anlamda Siyonizm’i desteklemeye şartlanmışlardır.

Bunun çok ciddi sonuçlara yol açacağını başından beri söylemiştik. Mevcut her türlü diplomatik yöntemin kullanılması konusundaki hassasiyetimizi ifade ettik.

Bu savaşın hem dünya hem de bölgemiz için bir an önce sona ermesi gerekiyor. Her ne kadar bu konuda mücadele eden hareket Hamas olsa da konu tüm insanlığın ve bölgenin istikrarını gerektiren bir barış meselesi olduğunda gerekli fedakarlıkları yaptı. Kendileri için çok zor olan bazı konulara barış işareti olarak “Evet” dediler.

“ULUSLARARASI SİSTEM İSRAİL’E HİÇBİR ŞEY SÖYLEYEMEMEKTİR”

Özellikle bu son suikastla birlikte salgının alacağı şekil bölgemize yönelik kaygılarımızı artırdı. İsrail’de kimse bu sözleri dinlemiyor, kulakları kapalı. Uluslararası sistemin İsrail’e bir şey söylemesi mümkün değil. Uluslararası sistem ne zaman duvara toslasa ya da büyük bir krize girse İsrail’le olan ilişkisini yeniden gözden geçiriyor. Bunun dışında önleyici tedbir almanın şu aşamada mümkün olduğunu düşünmüyorum.”

Bakan Fidan, ateşkes görüşmelerinde Hamas’ın tutumunun hatırlatılmasının ardından şunları söyledi: “Hamas liderliği bu konuda sorumluluk aldı ve bu konuda yapıcı bir tutum benimsedi. İsrail ve Netanyahu ise bunu kendi siyasi çıkarları açısından kabul etmediler. Bunu diğer muhataplara bir zayıflık olarak sundular.” konuştu.

“İRAN VE DİĞER MİLİS GRUPLARIN CEVAPLARININ NASIL OLACAĞINI BAKACAĞIZ”

Suikastın Tahran’da gerçekleşmesinin ne anlama geldiği sorulduğunda Fidan, şu yanıtı verdi: “Bu, İslam Devleti adına atılmış son derece sembolik bir adımdır. Gönderdikleri mesaj şuydu: “Sadece Hamas’a karşı değil, Hamas’ı askeri açıdan destekleyen İran’a karşı da bir tedbir geliştirebilir, operasyon yapabiliriz” ve bunu daha önceki operasyonlarında da göstermişlerdi. Şimdi buna bir yenisini daha ekledi. İran’ın ve diğer İranlı milis gruplarının tepkisinin ne olacağını göreceğiz” dedi.

İran cumhurbaşkanı ve diğer yetkililerin açıklamalarını hatırlatan Fidan, gerginliğin artması tehlikesine ilişkin şunları söyledi: “İran için önemli olan üç yeri (Tahran, Beyrut, Irak) vurmak, bazı düğmelere basmak anlamına gelir. “Savaşın büyümesini isteyen ciddi bir akıl var.” yaygın” dedi.

“DİRENİŞİ ÜRETEN HAMAS VEYA HİZBULLAH DEĞİL”

Fidan, İsrail’in toprak çalmaktan vazgeçmeyeceğini belirterek, şöyle konuştu: “Toprak çalmaya devam edecekleri için bunu hem Lübnan’dan hem de Filistin’den farklı bir şekilde dünyaya sunmaya devam edecekler. Oradan kendilerine karşı her zaman direnişin olacağını ilan edecekler. Yanıldığı nokta şu; eğer bu tehditlere son verirsek, Hamas’ı, Hizbullah’ı ortadan kaldırırsak geleceğimiz belli olur, sorun yaşanmaz diye düşünüyorlar. İşte tam da anlamadıkları şey bu. Direnişi üreten Hamas ya da Hizbullah değil. Direnişi yaratan İsrail’in eylemleridir. Filistin’de bugün Hamas olmayacak, yarın başka bir hareket olacak. “İsrail’in bölgede yayılmacılığı devam ettiği sürece burada direniş olacaktır” dedi.

“ALKIŞLADIKLARI KİŞİNİN BU DÖNEMİN HİTLERİ OLMASINI umursamıyorlar”

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun ABD ziyareti ve suikastın zamanlamasına ilişkin soruya yanıt veren Fidan, şunları söyledi: “ABD’den aldığı destek Netanyahu’yu her zaman cesaretlendiriyor. Bu operasyonları gerçekleştirmek için Amerika’nın cesaretine gerçekten ihtiyaç olup olmadığı da ayrı bir soru işareti. “Netanyahu Amerika’yı rehin aldı” dedi. Fidan şöyle devam etti: “Alkışladıkları kişinin bu zamanın Hitler’i olmasını, Hitler’den farklı olmayan bir soykırım peşinde koşmasını umursamıyorlar. “İyi bir şey yaptıklarını sanıyorlar” dedi.

“Meclisimiz önemli bir ilkeye imza attı”

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ın Ankara’ya daveti ve TBMM’de yaptığı konuşmayla ilgili Bakan Fidan, şunları söyledi: “Türkiye Cumhuriyeti Parlamentosu gerçekten müstesna bir yer. Parlamentomuz emektar bir parlamentodur, iki kez oldu. Bu emektar Meclis herkesi çatısı altında kabul etmiyor, konuşturmuyor. “Büyük Meclisimiz, Filistin’in şu anki Cumhurbaşkanı Mahmud Abbas’ı Genel Kurul’a hitap etmeye davet ederek önemli bir sonuç elde etti” dedi.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu